top of page

Kıymalı mantar soteyle konuşanlar kulübü

  • aysunesgin
  • 1 Şub 2021
  • 3 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 16 Şub 2021

Koyunları sadece uyumadan önce saymıyorsunuz değil mi? Örneğin Pedro Almodóvar, salonumdaki berjer koltuğa oturup kahvesini yudumlarken koyun yerine mantar sayıyor deseydim hiçbiriniz inanmazdınız ki çok da doğru yolda olurdunuz açıkçası. Bu manasız örneği verdikten sonra fark ettim ki Pedro’nun filmlerinin çoğunu izlemişim, o nedenle mi acaba kendisini mahallemizde misafir edip bu akıl almaz ziyaretini acı bir kahveyle taçlandırmayı uygun görmüşüm?

ree

Bugün itibarıyla koskoca Ocak ayının bittiğine inanabilen var mı aramızda acaba? Sevimsiz ve tatsız virüsün, dünyamızı ele geçirip (dünyamızı yazınca da belgesel anlatmaya başlayacakmışım gibi oldu ama paniğe mahal yok, "Ben boş zamanlarımda sadece belgesel izliyorum." diyen çılgınlardan hiç olamadım) herkesin üzerine kabus gibi çökmesinin üzerinden neredeyse bir yıl geçti. Bu cümleyi yazarken bile gözlerim, üzerinde "Çin'de üretilmiştir." yazan herhangi bir ürüne sahip miyim diye salonu istemsizce ve refleks olarak taramaya başlıyor. Bulsam ne yaparım diye merak edenleriniz olabilir ki onlardan bir tanesi de benim. Herhalde bir süre kızgın gözlerle karşılıklı bakışırız, belki bir ara balkona doğru kaçamak bakışlar bile atarım ama sonrası yine asayiş berkemal olur kanımca. Peki saatlerimizin 00.01'i göstermesinden sonra hayatımıza giren Şubat ayının Pazartesi günü başlayıp Pazar günü sona erdiğini fark edenlerimiz OKB'leriyle nasıl baş etmeyi düşünüyor? Açıkçası ben brüksel lahanası ve kıymalı mantar sote yaparken biraz konudan uzaklaştım. Ocağın hemen yanında, eşi benzeri olmayan bir manzaraya açılan (manzaranın müthişliğini sadece ve sadece Kağıthane'de nefes alıp verme lüksüne sahip olan faniler tahmin edebilir) balkon kapısı olduğu için soğanlarım pembeleşirken uzaklara dalmış, tüm takıntılarımdan uzaklaşmış bile olabilirim. Tabii böyle zamanlarda, insan keşke benim de içimi dökebileceğim, halimden anlayabilecek, berjer koltuğumda kahvesini yudumlarken bana destek olabilecek bir Koyun Adam'ım olsaydı fena mı olurdu diyor. Koyun, adam, berjer kelimelerini okuduktan sonra umarım arkanıza bakmadan koşmaya başlamadınız. Bu psikolojik destek hayali tamamen Haruki'ciğimin 525 sayfalık kitabına kendimi kaptırmış olmamdan mütevellit, yoksa her daim yaşımın olgunluğuna paralel yazılar yazdığımın hepimiz farkındayızdır sanırım. Yaşım demişken, keşke dememiş olsaydım da maalesef dedim açıkçası ama harfler bir kere klavyeden çıkar. 4 ve 0'ın yan yana, el ele, kol kola, omuz omuza, diz dize, göz göze (konuyu daha fazla uzatabileceğim ikileme kalmadı sanırım) olacağı ve asla hafızalardan kazınamayacak 15 Aralık gününe adım adım yaklaşmaktayız. 3 ve 0'ın da birbirlerini büyük bir heyecanla yakaladıkları ve bir sene sonrasında ne yazık ki bıraktıkları gün de dün yaşanmış gibi aslında. Rakamların uzun soluklu ilişki yaşayamama sorununa daha fazla değinirsem; yukarılardan bir yerden pat diye bacaklarıma battaniye, elime ıhlamur bardağı ve dizlerime de eser miktarda romatizmayla karışık siyatik düşecek sanırım. O nedenle, gelin seneler sonra tekrar izlediğim "Habla Con Ella" filmine, size sunabileceğim hiçbir mantıklı sebep olmamasına rağmen balıklama dalalım. Şayet bir ekşisözlük yazarı olsaydım, şükela kelimesiyle başlar ve azıcık konuşmayı sevmemden ötürü (belki biraz fark etmiş olabilirsiniz) ardı arkası kesilmeyecek şekilde spoiler verirdim. Hayatımda da ilk defa spoiler kelimesini yazı dilinde bir cümle içinde kullanmış oldum, bundan sonrası çorap söküğü gibi gelir kanımca. Filmde işlenen yalnızlık seviyesinin boğazımda yarattığı düğümler, yalnızlıkla masumiyetin belirli bir süre iç içe geçmesi ama sonrasında masumiyetin m'sinden eser mi kalmadı diye hissedilen endişe, boğa güreşindeki giysilerde kullanılan kırmızı için duyulan kıskançlık, istiklal marşı ve kapanış şeklinde bir yorumum olacak tabii ki. Malum brokolimle mantarlarım beni bekliyor ve aslında şöyle acılı şalgamla bol soğanlı bir lahmacun olsaydı şimdi ne güzel yerdim düşüncesi tüm hücrelerimi sarmaya çalışıyor. Ancak ve ancak bugüne özel Alberto Iglesias - Habla Con Ella (Banda Sonora Original) şarkısını Spotify - Yazdım Öylesine listeme ekleyip buralardan uzaklaşabilirim. İzimi sürmek isteyenlere minik bir ipucu, salondan mutfağa geçiş yapıyorum, günlük kullanım bilet aldım, daha hesaplı oluyor.


Malum yer hâlâ geçerli


Yorumlar


bottom of page